Emeklilerden Kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi Kalkıyormu?

Emekli olduktan sonra çalışmaya devam eden 1.5 milyon kişiden kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi'ne (SGDP) sınırlama geliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun tamamladığı çalışmaya göre; 59 yaş ve üstünde olan, kendine ait bir işyerinde çalışan ya da vergiye tabi şirket ortaklığı bulunan emeklilerden SGDP kesilmeyecek. Takvim Gazetesi'nin haberine göre yüzde 15 olan SGDP kesintisinin kalkması ile kapsamda bulunan çalışan emeklilerin aylık geliri ortalama 110 lira artacak.

DERTLİ OLAN ESNAF
Çalışan emekliler, yük olarak gördükleri SGDP'ye tepki gösteriyordu. Özellikle küçük bir işyeri olan esnaflık yapan emekliler bu kesintileri eleştirerek, şunları söylüyordu: "60 yaşında vergi veriyorum, sigortalı işçi çalıştırıyorum. Kimseye muhtaç olmadan, kendime aileme ve çevreme katkı sağlıyorum. Bir de bunun üzerine benden ekstra prim tahsil ediyorlar."

ESNEK KIDEM TAZMİNATI GÜNDEME GELDİ
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, doğum izninin artırılması, evleneceklere kredi, kreş uygulaması gibi düzenlemeleri Ekim'de Meclis'e getirmeyi planladıklarını söyledi. Bakan Çelik, kıdem tazminatı ile ilgili olarak da, "Taşeron işçilerde en büyük sorun çalışanların tazminat alamamalarıdır. Bazı işçiler tazminat alır bazıları alamaz diye bir ayrımı kabul edemeyiz. Biz, isteyen mevcut sistemde isteyen yeni sistemden faydalanabilir biçimde daha esnek bir sistemi düşünüyoruz" diye konuştu.

Emeklilere Banka Promosyonu, Sadece Memur Emeklisinimi Kapsıyor?

Aylardır belkide yıllardır bu haberleri duyuyoruz ancak ortada henüz somut bir adım yok. Bakalım bu haber doğru çıkacakmı. Haberde dikkat edilecek husus şu, Promosyonlardan sadece Memur Emeklilerimi yararlanacak? İşte Emekliler ile ilgili Banka Promosyon haberimiz..

Bankalarla yapılacak pazarlık sonunda emeklilere ek bir gelir oluşacak. Bunun için bir başvuru yapmaya gerek yok.

DAHA ÖNCE DE GÜNDEME GELMİŞTİ
Takvim'in haberine göre geçtiğimiz hafta yaklaşık 2.5 milyon memur ile 1.9 milyon memur emeklisinin önümüzdeki iki yılda alacakları zamlarla ilgili toplu sözleşme görüşmeleri yapıldı. Memurların ve emeklilerin zamları belirlenirken, özlük haklarıyla ilgili yenilikler de karara bağlandı. Bu arada daha önce de gündemde olan, emeklilerin memurlar gibi maaş aldıkları bankaların verdiği promosyon paralarından faydalanmaları masaya getirildi. Memur-Sen tarafından gündeme taşınan konu, daha önceki dönemde tartışılmış fakat bankalar yanaşmamıştı.

500 LİRAYA 900 LİRA PROMOSYON
Şimdi prensip olarak kabul edilen konuyla ilgili tatil dönüşü girişimlerde bulunulması bekleniyor. Bankaların verdiği promosyondan emekliler de yararlanmaya başladığında, emekliler için bir ek gelir oluşacak. Promosyon parası bankalarla yapılan pazarlıklar sonucu belirlenecek olmasına rağmen, daha önceki örneklerde, sözleşme süresince maaşın yüzde 60'ının bir kereliğine ödenmesi şeklinde uygulanmıştı. Buna göre; bin 500 lira maaşı olan bir emekli her sözleşme döneminde bankadan 900 lira para alabilecek.

BANKA ÖDEME YAPACAK
Promosyon anlaşmasını Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gerçekleştirecek. Dolayısıyla emeklilerin bir işlem yapması gerekmiyor. Anlaşma yapılan banka, kendisinden maaş alan emeklilere pazarlık sonucu belirlenen promosyon parasını hesaplarına yatıracak.

Sistit Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Sistit Hastalığı Bilgileri..

Sistit Nedir? Sistit Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Sistit Hastalığının Tedavisi?

Sistit Hastalığı ile ilgili Bilgileri Burada Bulabilirsiniz.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erim Erdem, sistit hastalığının kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü ifade ederek, "Sistit hastayı çok rahatsız eden, hem ağrı ve yanması hem de idrar kaçırma hissi ya da zaman zaman da kaçırma durumu ile yaşam kalitesini çok bozan bir hastalıktır. Doğru işeme alışkanlığı özellikle çocuklarda olmak üzere her yaşta sistitten korunmada birincil koşuldur" dedi.

Sistit hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erim Erdem, sistit hastalığının kadınlarda daha sık görüldüğünü belirterek, "Bunda üretra yani mesane altı idrar yolu kısmının erkeklerde daha uzun olması, sadece erkeklerde bulunana bir organ olan prostatın iltihap önleyici salgılarının yanı sıra kadındaki kısa üretra, normalde vajina salgılarındaki iltihap önleyici ortamın menopoz sonrası bozulması, tuvalet sırasındaki temizliğin uygun yapılmaması nedeniyle sebep olan mikropların idrar yolu ağzına taşınması gibi faktörler yer almaktadır. Öyle ki ergenlik döneminden 60 yaşına dek sistit kadınlarda erkeklere göre 30 kez daha fazla görülmektedir. Bu yaştan sonra erkeklerde oran artmakta ve sıklık kadınlarda erkeklerin iki katına düşmektedir" diye konuştu.

Sistitin çocuk ve erişkin olmak üzere her yaşta görülebileceğini kaydeden Erdem, "Bu iki grupta farklılık göstermektedir. Çocuklarda özellikle doğumsal anomaliler ve kötü işeme alışkanlığı sistit sıklığını arttıran nedenlerdir. Ayrıca her yaşta idrarın tam boşalmasını engelleyen rahatsızlıklar, üriner sistem taş hastalığı, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, genel sağlık durumunun bozularak vücut direncinin düşmesine yol açan hastalıklar sistite de zemin hazırlamaktadır" ifadelerini kullandı. Sistit hastalığının belirtileri hakkında da bilgiler veren Erdem, "İdrar sıklığının artması ve hasta idrarını yaptıktan sonra dahi tam bitirememiş, hala çişi varmış gibi hissetmesi, gece idrar yapmak üzere uyanma sayısının artması, idrar yaparken, özellikle de bittikten hemen sonra çok şiddetli ağrı ve yanma, aniden gelen, çok sıkışma hissi ve zaman zaman gerçekten tuvalete yetişemeden idrar kaçırma, idrarda kan görülmesi, zaman zaman idrar tam olarak kan kırmızısı olabilir. Bu bulgu hastaları çok endişelendirmektedir. Ancak uygun tedaviye çok çabuk yanıt vereceği için bu denli büyük bir endişeye gerek yoktur. Karnın alt kısmında ağrı hissedilebilir. Çocuklarda idrar kaçırma bazen en önemli bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sistit mesaneye sınırlı bir enfeksiyondur. Dolayısıyla yukarıdaki şikayetlere sebep olmasına karşın hastanın ateşi yükselmemektedir" şeklinde konuştu.

Sistit tedavisinin bakterinin tipine uygun olarak verilecek 3-5 günlük ağızdan antibiyot ile yapıldığını vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak hastada tedavinin başarısını düşürecek tıbbi durum ya da yapısal sorunlar varsa tedavi süresi ve ilacı veriş şekli değişmektedir. Tekrarlayan sistit atakları pek çok bayan için önemli bir sorundur. Bu durum genellikle iki nedenle ortaya çıkmaktadır. Yetersiz ya da uygun olmayan tedavi bakterinin zaman içerisinde tekrar güçlenerek enfeksiyon tablosunu yaratmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla enfeksiyonun uygun ilaçla tedavisi çok önemlidir. Bazen de hastada var olan ve enfeksiyon oluşmasına neden olan doğumsal bozukluklar, idrar yollarındaki taş hastalığı ya da kötü temizlik ve yanlış işeme alışkanlığı gibi faktörler enfeksiyonun tekrarlamasına yol açmaktadır. Bu nedenle tedavinin başarısı için tekrarlayan enfeksiyonlarda zemin hazırlayan yukarıdaki faktörler araştırılarak tedavi edilmesi zorunludur. Aynı zamanda gerekli olduğu zaman düşük dozda koruyucu antibiyotik önlemi de kullanılan yöntemlerdendir."

Doğru işeme alışkanlığının özellikle çocuklarda olmak üzere her yaşta sistitten korunmada birincil koşul olduğunun altını çizen Erdem, "İdrar tutmak için çok uzun süre beklenmemeli, idrar yapma süresini yeterli tutmalı yani çok hızlı şekilde mesane tam boşalmadan işenerek tuvaletten çıkılmamalı, tüm idrar yollarının çalışmasını kolaylaştırmak amacıyla özellikle sıcak havalarda bol sıvı alınmalıdır. Aynı zamanda özellikle bayanlarda tuvalet sonrası temizliğe çok dikkat edilmeli, temizlik arkadan öne değil önden arkaya doğru yapılmalıdır. Bunun yanı sıra sistit sıklığını arttıran durumların özgün tedavileri de yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Sistitin cinsel yaşamı da etkilediğini belirten Erdem, "Sistit hastayı çok rahatsız eden, hem ağrı ve yanması, hem de idrar kaçırma hissi ya da zaman zaman da kaçırma durumu ile yaşam kalitesini çok bozan bir hastalıktır. Şüphesiz bu olumsuz tablo cinsel hayata da olumsuz olarak etki etmektedir. Hastaların cinsel ilişkinin şikayetleri arttıracağı endişesi de cinsel hayatta yarattığı bu tabloyu daha da kötüleştirmektedir" dedi.

Yumurtalık Kisti Belirtileri Nelerdir? , Yumurtalık Kisti Tedavisi

Yumurtalık Kisti ile ilgili bilgileri burada bulabilirsiniz.

Yumurtalık Kistinin Karın bölgesinde ağrı, gerginlik, şişkinlik, kasık ağrısı, adet düzensizliği, sık idrara çıkma gibi belirtileri vardır.

 Karın bölgesinde ağrı, gerginlik, şişkinlik, kasık ağrısı, adet düzensizliği, ilişki sırasında ağrı, sık idrara çıkma, idrar kaçırma ve kabızlık gibi belirtileri vardır. Yumurtalık kistinin en sık nedenleri, hormonal düzensizliğe bağlı olarak yumurtlamanın gerçekleşmemesi, sadece protegesteron içeren hormon ilaçlarının kullanımı gibi nedenlerdir. Bunların yanı sıra geçirilmiş yumurtalık enfeksiyonları, uzun süreli radyasyon mazuriyeti ve sigara kullanımı da yumurtalık kistinin oluşumunu tetiklemektedir.

İLAÇ TEDAVİSİ YA DA OPERASYON
Yumurtalık kistinde tedavi, kistin tipine, boyutuna göre değişir. İyi huylu olduğu düşünülen kistlerin ise belirli aralıklarla takip edilerek ve doğum kontrol hapları kullanılarak gerilemesi beklenir. Ultrason görüntüsünde ve yapılan tetkiklerde kötü huylu olduğu düşünülen kistler, takip sırasında büyüyen veya küçülmeyen kistler cerrahi tedavi ile çıkarılır.

Yumurtalık kistlerini önlemek için, jinekologunuzun önerisi ile başlanacak olan doğum kontrol haplarının düzenli kullanımı yumurtalık kisti oluşum riskinizi azaltacaktır.

Yumurtalık Kanserinin Belirtileri Nelerdir? Yumurtalık Kanseri Bilgileri...

Yumurtalık Kanserinin Belirtileri Nelerdir? Yumurtalık Kanserinin Tedavisi Varmı? Yumurtalık Kanseri ile ilgili bilgiler burada bulabilirsiniz.

Yumurtalıklar hangi hormonları salgılarlar?

-Östrojen hormonu
-Progestron hormonu

Bu hormonlar kişinin cinsiyetini belirlemekte ve vücutta gelişmekte olan meme büyümesi, kıllanma gibi değişiklikleri, gebelik ve adet dönemini ayarlamaktadırlar.

Yumurtalık kanseri nasıl oluşur?
Kanser hücreleri, sağlıklı büyümekte olan hücrelerin normal dışı fazladan üremesi ile meydana gelmekte ve hücrelerin normalden fazla çoğalması ile birlikte organın işlevlerini yapmasına mani olarak vücuda hasar vermesi ile oluşmaktadır. Olması gerekenden fazla üreyen hücrelere ihtiyaç dışı hücreler yani tümör adı verilmektedir.

Tümörler habis ve selim tümörler olarak ikiye ayrılmaktadır.

Selim tümörler: Bu tümörler genelde 30 yaş altı bayanlarda sık görülüp içi su dolu tümörlerdir. Selim tümörler halk arasında kist olarak bilinmekte olup ya kendiliğinden adet kanaması ile birlikte vücuttan atılmakta, ya da oldukça basit operasyonlarla alınmaktadırlar.

Habis tümörler: Bu tümörler ise oldukça hızlı üreyip yumurtalıkları çok kısa sürede kaplayıp hem yumurtalıklara hem de çevre organlara bir hayli zarar verip organları görevlerini yapamayacak şekilde işgal ederek işlevsiz hale getirirler. İşte bu hücrelere tümör yani yumurtalık kanseri denmektedir. Bu kanserler öyle hızlı gelişmektedirler ki vücudun en uzak organlarına lenfatik kanalla ve kan yolu ile bulaşmaktadır.

Epitalyel Over kanseri (yumurtalık kanseri) için erken teşhis önemli midir?
Erken teşhis ile tedavisi mümkündür. Yumurtalık kanseri ilerlemedikçe pek teşhis edilemediğinden teşhis edildiğinde hasta için çok geç olmakta ve genelde hastanın ölümüne neden olmaktadır. Tüm dünyada kadınlar arasında en sık görünen tehlikeli kanser çeşitleri arasında ilk 5 içindedir.

Yumurtalık kanserinin belirtileri
Yukarıda da belirttiğimiz gibi tanısı zor olan bu kanser türünün şikayetleri çok belirgin olmadığı için tanı koyuluncaya kadar ilerlemekte gerçekleşir ve tedavi zorlaşmaktadır. Gaz hissi, karında ağrı, kilo kaybı, iştahsızlık ve tokmuş gibi midede hazımsızlık ani kilo kaybı, şişkinlik, mide bulantısı gibi belirtileri vardır. Haznede kanama ve sık idrara çıkma ve nefes darlığı gibi belirtiler de nadir de olsa görülmektedir.

Yumurtalık kanseri nasıl teşhis edilir?
Öncelikle bir kadın doğum uzmanı tarafından muayene edilen hasta da kistlerin ölçümü ile birlikte kanda aranan "CA 125 "isimli bir maddeye bakılır. Bu madde selim tümörlerde belirgin olarak gözükmekte olduğunda genelde uzmanlar bu tetkikle yetinmeyerek yumurtalıklardan parça alarak ve ya karındaki fazla mayiden bir ölçek alarak test etmekte ve hastalığı bizzat teşhis etmektedirler.

Yumurtalık kanserinin tedavisi
Kanser hastalıklarının tümünde hastanın yaşı, vücudun direnci oldukça önemlidir. Klasik tedavi yöntemleri bu hastalık içinde uygulanmaktadır bu yöntemler, öncelikle ameliyat ve sonrasında kemoterapi (ilaçla) tedavisidir.